25 Aralık 2017 Pazartesi

Ek Gıdaya Geçiş ve Çocuklarda Obezite Arasındaki Bağlantı



Dünyada her yıl binlerce çocuk açlıktan ölüyorken, diğer yanda binlerce çocuk obezite ile savaşıyor maalesef.
Peki Türkiye'de durum nedir diye bakarsak , biz de yavaş yavaş çocukluk obezitesi ile tanışmaya başladık hatta bu günlerde bu oldukça fazlalaştı.Bu durumun ek gıdaya geçişle de ilgisi var , fakat en büyük faktör tabi ki çok miktarda katkı gıdalı ürünler, mısır şurubu, rafine şeker gibi zararlı gıdaların fazla tüketilmesi , tüketilmeye teşvik edilmesi ve çocukların bunlarla erken yaşta tanıştırılması.
Dünyadaki tüm ülkelerin katıldığı, 2001 yılındaki 54. Dünya Sağlık Örgütü Toplantısında ;
                Anne sütü ile beslenen bebeklerde tamamlayıcı besinlere 4-6 aylar arası yerine, 6. ayda başlanması kararı alındı.Ek gıdaya geçişte ise , bu gıdalar anne sütü yerine değil anne sütünün yanında verilmeli kararı alınmıştır.
Peki neden ek gıdaya erken geçmeyelim?
Çünkü henüz bebeğimiz ek gıdayla tanışmak için fizyolojik açıdan hazır değil, öncelikle bebekte yutma refleksinin gelişmesi 6. aydan itibaren gelişiyor, vücudundaki organların besinleri sindirmesi de(böbrek, karaciğer, bağırsaklar v.b) ancak yine 6. aydan itibaren ek gıdayı sindirmeye hazır hale geliyor.Ayrıca  6. aydan önce başlanan ek gıdada ,
·         bebekte alerji riski artar,
·         Zatürre gibi rahatsızlıkların olma olasılığı artar,
Bu sebeplerden dolayı erken ek gıdaya geçiş sürecinde aslında bebeğimize zarar vermiş oluyoruz, ve bu verdiğimiz zararı zaman içersinde bebek büyüdükçe çeşitli hastalıklara sebep olduğunda görebiliyoruz.

 Bebekler
Tamamlayıcı Beslenmeye Geçmeye Hazır
Olunca bazı fiziksel gelişmeleri de tamamlamalarını bekliyoruz;
-Destekle ya da desteksiz oturmaya başlamış
                -Basını rahatça tutan
                -El, ağız ve göz koordinasyonu gelişmiş
                -Katı besinleri yutabilen
Elbette bunun yanı sıra , 6. aydan itibaren anne sütündeki çinko ve demirin azalması sebebi ile ,
                -Anne sütü ile beslenen altı aylık bir bebekte;
                Başta çinko ve demir olmak üzere bazı mineral gereksinimlerinin karşılanması için tamamlayıcı besine geçilmesi gerekmektedir.
Ek gıdaya geçişte önemli olan nokta , bebeğimizi optimal düzeyde beslemek olmalıdır;
yani eğer az miktarda beslersek bebeğimiz beslenme bozukluğuna bağlı olarak gelişim geriliği gösterecek , veya ayına uygun olmayan şekilde çok fazla miktarda beslenirse ör. fazla protein verme böbreklerine yük oluşturacağı için , ilerleyen yaşlarda hipertansiyon , obezite , şeker hastalığı gibi rahatsızlıkların görülme olasılığı artmaktadır.

Ek
Ek Gıda İle ilgili Doğru Bilinen Yanlışlar;
Ø  Yanlış: Gece sık uyanan bebeklere ek besin
verilmelidir.
Doğru: Bebekler ayrılma endişesi nedeni ile
6.ay civarında sık uyanırlar. Bu durumda
bebeğin kilo alımı, uykuya geçişteki uygulamalar
değerlendirilmelidir.
Annenin dinlenmesi, bebeğin doğru teknik ve sık aralarla emzirilmesi
ile süt yapımının artırılabileceği göz önünde
tutulmalı ve erken tamamlayıcı besinlere
geçilerek bebeğin hastalık riski artırılmamalıdır.
Ø  Yanlış:Ayda 1-1.5 kg alırken, ayda 500-600 gram almaya başlayan bir bebekte ek besine başlanmalıdır.
Doğru: Anne sütü ile beslenen bebeklerde 4-6 ay civarında kilo alımında duraklama gözlenebilmektedir.Tartı alımı sürekli aynı hızda
olmayabilir. Ayda en az 500 gram civarında alıyor olmak yeterli
Ø  Yanlış: Emdikten sonra hemen uykuya geçmeyen bebeklerde süt  yetmiyor endişesi ile ek besine başlanmaktadır.
Doğru: Bebek 4 ay civarında emdikten sonra hemen uykuya geçmeyebilir. Bu aylarda etrafa olan ilgisi artmıştır. Bu durum doğaldır.
Ø  Yanlış: Bazı bebekler tek başına anne sütü ile beslenirken ayda 1-1.5 kg alabilmektedir. Böyle hızlı kilo alan bebeklerde şişmanlığı önlemek amacı ile su başlanmakta, ek besinlere erken geçilmektedir.
Doğru: Anne sütü ile beslenirken gözlenen bu hızlı kilo alma daha sonra tartı artışında belirgin bir yavaşlama biçiminde seyretmektedir. Böyle bebeklere erken ek besine başlanmamalıdır,
Ø  Yanlış: Annenin yetersiz beslendiği düşünülen bebeğe altıncı aydan önce tamamlayıcı besine başlaması
Doğru: Anne dengeli beslenmiyorsa vitamin ve mineral desteği yapılmalı. İlk altı ayda 1200 ünite D vitamini vermek (artık rutin),  ama tamamlayıcı beslenmeye erken geçmemek
Ø  Yanlış: Sağlıklı beslenme adına bebeklere kırmızı et az veriliyor
ya da tamamlayıcı besinlere yağ eklenmiyor.
Doğru: Hayvansal besinleri erişkinler az, çocuklar fazla tüketmeli (genel olarak aşırı protein tüketiminden de kaçınarak). Bebekler için en sağlıklı yağ zeytinyağıdır.

ü  Bilimsel araştırma sonuçlarına göre obezitenin etiyolojisinde;
                -Erken tamamlayıcı besine geçmek
                -Hazır bebek mamaları ile beslenmek önemli bir faktör.
                Anne sütü ile beslenmek elbette obeziteden  koruyucu bir etken olarak ortaya çıkmaktadır.

Bir sonraki yazıda ek gıdaya geçerken nelere dikkat edelim , geçiş sürecinde ilk olarak bebeğimize neler verelim  onlardan bahsedeceğim,
Sevgiyle kalın:)













6 Aralık 2017 Çarşamba

Benim Hikayem 4





Bu yazıyı okuyorsanız gerçekten merak ediyor ve beni seviyorsunuz demek ki🙈
Bu gün 2. Seans kemoterapi biteli 10 gün oldu, 1. Nasıl geçti derseniz yerden yere vurdu desem az olmaz , 2. Seansta ilacı verirken de aniden bir alerji gelişti ve bayağı kötü bir deneyimdi ama 5 dk içinde hızla müdahale ederek geçirdiler , çok sık rastlanılan bir durummuş ama benim başıma ilk defa geldiği için oldukça korktum tabi, neyse ki sevgili Avil bana çok iyi geldi.
Bu ikinci seansa kadar elbette saçlarım oldukça döküldü, sevgili hemşirem 15. Günden sonra dökülmeye başlar dedi ve tam dediği zamanda koca koca tutamlar şeklinde saçlarım dökülmeye başladı, bu arada kafa derim çok acımaya ve ağrı yapmaya da başlayınca doğru kuaföre gidip saçları kısacık kestirdim, ve kestirir kestirmez büyük bir rahatlık geldi ağrı ve acılar geçti.
Bu süreci kızıma saç bakımı yaptırıyorum ve o yüzden bazen bu şekilde saçları kestirerek bakım yapılıyor diye açıklama yaptık, çünkü ilaç tedavi falan gibi açıklamalar kafasını karıştırabilirdi

Saçımı ilk kazıttığımda Deniz bana bakıp biraz ağlamaklı oldu sonra da anne keloğlana benzemişsin dedi  ve buna karşılıklı kahkahalarla güldük:)))

Tabi bu arada peruk da aldık hem de 2 tane , eğer benim durumumda olanlar varsa kesinlikle imitasyonları tercih edin derim çünkü gerçek saç peruklar çok güzel durmuyor ve sık bakım istiyor ayrıca da gereksiz pahallı, o yüzden benim tercihim imiyasyon olanlar oldu.

Bir diğer sorun ağız içindeki yaralar oldu, özellikle kemoterapiden sonra 10 gün içinde ortaya çıkıyor, iyi beslenmek çok önemli, sofrada her besinden olmalı, kurubaklagil ve protein(kırmızı et, balık vb) mutlaka öğünlerde bulunmalı. Eğer mide bulantısı çok olursa doktorunuzun yazdığı ilaçlar çok iyi geliyor.Benim çok fazla olmadı ama olduğunda da ilaçlarla geçirebildim.

Diş bakımı ve ağız bakımı için önerimse çok yumuşak fırçalı bir diş fırçası( benim kullandığım İsviçre markası Harika bir ürün mükemmel diş fırçası.ve tavsiye ediyorum, çünkü yaraları arttıran sert kıllı fırçalar oluyor, elbette fırçaladıktan sonra mutlaka her seferinde  yeni yaptığınız karbonatlı su ile ağzınızı çalkalamak olmalı, ben yarım su bardağına 1 çay kaşığı koyarak yapıyorum.

Bir diğer önemli sorun ise özellikle ilk bir hafta kan değerlerinin düşmesi sebebiyle yoğun bir yorgunluk, halsizlik hissedilmesi ve kemik ağrıları olabiliyor, ben bunları ilk seansta yoğun yaşadığım için , doktoruma ilettim ve bana bu seans sonrası için içinde vitaminlerin olduğu serum yazdı, sonrasında 3 gün bu serumu taktırdım ve oldukça faydasını gördüm .

Bir diğer bana önerilen ürünlerden bir tanesi Enaunt denilen , bir çeşit siyah üzümün mantardan korunmak için kendi bünyesinde ürettiği bir maddenin , özellikle kemoterapi döneminde hastayı zinde tuttuğu ve kötü hücreleri de vücuttan uzaklaştırdığı iddİası var.Bu dönemde bitkisel olan her şeyi denemek , tabi doktorunuza sorduktan sonra bence yapılmalı çünkü ben alternatif  tıbba inanan biriyim ve kesinlikle faydalı olduğunu düşünüyorum.Ama kesinlikle çok iyi araştırıp doğru kaynaktan bu ürünlere ulaşmak çok önemli.

Ve iki bitkisel destek daha kullanıyorum, bunlardan bir tanesi probiyotik olan , kemoterapinin barsaktaki yan etkilerini tamamen yok etti diyebilirim
Diğer ürün ise zerdeçal ekstresi, ayrıntılı bilgi zerdeçal-faydalari nda mevcut.






        Günler zor geçiyor bu süreçte, çok ağrı çektiğim zamanlarda bazen artık yeter tedaviye devam etmeyeceğim diyorum, daha iyi olduğum günlerde az kaldı dayan diyorum.
 Sevgili psikolog Serap Duygulu bu  durum için şöyle diyor , bu yaşananlar kutsal acılar, 
ne kadar da doğru,
yine de kutsal bile olsa kimsenin acı yaşamaması dileğiyle...                                                        

Yaşlanan Nüfusla Artan Alzheimer

Bu güne kadar genelde gebeler , anneler ve bebekler üzerine yazdım, fakat biraz da yaşlılık ve bu süreçlerle ilgili yazmak gerektiğini düş...