iyi seyirler💙
Anne sağlığı, kadın sağlığı, anne ve bebek sağlığı, bebek bakımı, çocuk gelişimi,kişisel anne-kadın deneyimleri
26 Nisan 2018 Perşembe
25 Nisan 2018 Çarşamba
Tamamlayıcı Beslenmeye(Ek Gıda) Geçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
💜Tamamlayıcı beslenme çoğu annenin korkulu rüyası, çünkü hepimiz çocuğumuzu doğru beslediğimizden emin olmak istiyoruz, bu sebeple de bazen en doğrusunu yaparken bir sürü yanlış yapabiliyoruz.
Aslında bir kaç önemli noktayı bilmek , ne zaman ve nasıl ek gıdaya geçmemiz gerektiği hakkında bilgi sahibi olmak bebeğimizi doğru şekilde beslemek için yeterli olacaktır,
işte ek gıda ile ilgili ilk videomuz aşağıda ilgilenen annelere gelsin:)👇
Aslında bir kaç önemli noktayı bilmek , ne zaman ve nasıl ek gıdaya geçmemiz gerektiği hakkında bilgi sahibi olmak bebeğimizi doğru şekilde beslemek için yeterli olacaktır,
işte ek gıda ile ilgili ilk videomuz aşağıda ilgilenen annelere gelsin:)👇
24 Nisan 2018 Salı
Anne Sütü Nasıl Artar?
Bu sefer size uzun ve sıkıcı bir yazı yazmaktansa bir kısa video çekip paylaşmak istedim,
sorularınızı buradan ya da instagram üzerinden de sorabilirsiniz,
Sevgiyle Kalın:)
sorularınızı buradan ya da instagram üzerinden de sorabilirsiniz,
25 Aralık 2017 Pazartesi
Ek Gıdaya Geçiş ve Çocuklarda Obezite Arasındaki Bağlantı
Dünyada her yıl binlerce çocuk açlıktan ölüyorken, diğer
yanda binlerce çocuk obezite ile savaşıyor maalesef.
Peki Türkiye'de durum nedir diye bakarsak , biz de yavaş
yavaş çocukluk obezitesi ile tanışmaya başladık hatta bu günlerde bu oldukça
fazlalaştı.Bu durumun ek gıdaya geçişle de ilgisi var , fakat en büyük faktör
tabi ki çok miktarda katkı gıdalı ürünler, mısır şurubu, rafine şeker gibi
zararlı gıdaların fazla tüketilmesi , tüketilmeye teşvik edilmesi ve çocukların
bunlarla erken yaşta tanıştırılması.
Dünyadaki tüm ülkelerin katıldığı, 2001 yılındaki 54. Dünya
Sağlık Örgütü Toplantısında ;
Anne
sütü ile beslenen bebeklerde tamamlayıcı besinlere 4-6 aylar arası yerine, 6.
ayda başlanması kararı alındı.Ek gıdaya geçişte ise , bu gıdalar anne sütü
yerine değil anne sütünün yanında verilmeli kararı alınmıştır.
Peki neden ek gıdaya
erken geçmeyelim?
Çünkü henüz bebeğimiz ek gıdayla tanışmak için fizyolojik
açıdan hazır değil, öncelikle bebekte yutma refleksinin gelişmesi 6. aydan
itibaren gelişiyor, vücudundaki organların besinleri sindirmesi de(böbrek,
karaciğer, bağırsaklar v.b) ancak yine 6. aydan itibaren ek gıdayı sindirmeye
hazır hale geliyor.Ayrıca 6. aydan önce
başlanan ek gıdada ,
·
bebekte alerji riski artar,
·
Zatürre gibi rahatsızlıkların olma olasılığı
artar,
Bu sebeplerden dolayı erken ek gıdaya geçiş sürecinde
aslında bebeğimize zarar vermiş oluyoruz, ve bu verdiğimiz zararı zaman
içersinde bebek büyüdükçe çeşitli hastalıklara sebep olduğunda görebiliyoruz.
Bebekler
Tamamlayıcı Beslenmeye Geçmeye Hazır
Olunca bazı fiziksel gelişmeleri de tamamlamalarını bekliyoruz;
Tamamlayıcı Beslenmeye Geçmeye Hazır
Olunca bazı fiziksel gelişmeleri de tamamlamalarını bekliyoruz;
-Destekle ya da desteksiz oturmaya başlamış
-Basını
rahatça tutan
-El, ağız ve göz koordinasyonu
gelişmiş
-Katı
besinleri yutabilen
Elbette bunun yanı sıra , 6. aydan itibaren anne sütündeki
çinko ve demirin azalması sebebi ile ,
-Anne
sütü ile beslenen altı aylık bir bebekte;
Başta çinko ve demir olmak üzere
bazı mineral gereksinimlerinin karşılanması için tamamlayıcı besine geçilmesi
gerekmektedir.
Ek gıdaya
geçişte önemli olan nokta , bebeğimizi optimal düzeyde beslemek olmalıdır;
yani eğer
az miktarda beslersek bebeğimiz beslenme bozukluğuna bağlı olarak gelişim
geriliği gösterecek , veya ayına uygun olmayan şekilde çok fazla miktarda beslenirse
ör. fazla protein verme böbreklerine yük oluşturacağı için , ilerleyen yaşlarda
hipertansiyon , obezite , şeker hastalığı gibi rahatsızlıkların görülme
olasılığı artmaktadır.
Ek
Ek Gıda İle ilgili Doğru Bilinen Yanlışlar;
Ø
Yanlış: Gece sık uyanan bebeklere ek
besin
verilmelidir.
Doğru: Bebekler
ayrılma endişesi
nedeni ile
6.ay civarında sık uyanırlar. Bu durumda
bebeğin kilo alımı, uykuya geçişteki uygulamalar
değerlendirilmelidir.
Annenin dinlenmesi, bebeğin doğru teknik ve sık aralarla
emzirilmesi
ile süt yapımının artırılabileceği göz önünde
tutulmalı ve erken tamamlayıcı besinlere
geçilerek bebeğin hastalık riski artırılmamalıdır.
Ø
Yanlış:Ayda
1-1.5 kg alırken, ayda 500-600 gram almaya başlayan bir bebekte ek besine
başlanmalıdır.
Doğru: Anne sütü ile beslenen bebeklerde 4-6 ay civarında
kilo alımında duraklama gözlenebilmektedir.Tartı alımı sürekli aynı hızda
olmayabilir. Ayda en az 500 gram
civarında alıyor olmak yeterli
Ø
Yanlış: Emdikten sonra hemen uykuya
geçmeyen bebeklerde süt yetmiyor endişesi ile ek besine başlanmaktadır.
Doğru: Bebek 4 ay civarında emdikten sonra hemen
uykuya geçmeyebilir. Bu aylarda etrafa olan ilgisi artmıştır. Bu durum doğaldır.
Ø
Yanlış: Bazı bebekler tek başına anne
sütü ile beslenirken ayda 1-1.5 kg alabilmektedir. Böyle hızlı kilo alan
bebeklerde şişmanlığı önlemek amacı ile su başlanmakta, ek besinlere erken
geçilmektedir.
Doğru: Anne sütü ile beslenirken gözlenen bu hızlı kilo alma daha sonra tartı
artışında belirgin bir yavaşlama biçiminde seyretmektedir. Böyle bebeklere
erken ek besine başlanmamalıdır,
Ø
Yanlış: Annenin yetersiz beslendiği
düşünülen bebeğe altıncı aydan önce tamamlayıcı besine başlaması
Doğru: Anne dengeli beslenmiyorsa vitamin ve mineral
desteği yapılmalı. İlk altı ayda 1200 ünite D vitamini vermek (artık
rutin), ama tamamlayıcı beslenmeye erken
geçmemek
Ø
Yanlış: Sağlıklı beslenme adına bebeklere
kırmızı et az veriliyor
ya da tamamlayıcı besinlere yağ eklenmiyor.
ya da tamamlayıcı besinlere yağ eklenmiyor.
Doğru: Hayvansal besinleri erişkinler az, çocuklar
fazla tüketmeli (genel olarak aşırı protein tüketiminden de kaçınarak).
Bebekler için en sağlıklı yağ zeytinyağıdır.
ü
Bilimsel araştırma sonuçlarına göre obezitenin
etiyolojisinde;
-Erken
tamamlayıcı besine geçmek
-Hazır
bebek mamaları ile beslenmek önemli
bir faktör.
Anne
sütü ile beslenmek elbette obeziteden koruyucu
bir etken olarak ortaya çıkmaktadır.
Bir sonraki yazıda ek gıdaya geçerken nelere dikkat edelim ,
geçiş sürecinde ilk olarak bebeğimize neler verelim onlardan bahsedeceğim,
Sevgiyle kalın:)
6 Aralık 2017 Çarşamba
Benim Hikayem 4
Bu yazıyı okuyorsanız gerçekten merak ediyor ve beni seviyorsunuz demek ki
Bu gün 2. Seans kemoterapi biteli 10 gün oldu, 1. Nasıl geçti derseniz yerden yere vurdu desem az olmaz , 2. Seansta ilacı verirken de aniden bir alerji gelişti ve bayağı kötü bir deneyimdi ama 5 dk içinde hızla müdahale ederek geçirdiler , çok sık rastlanılan bir durummuş ama benim başıma ilk defa geldiği için oldukça korktum tabi, neyse ki sevgili Avil bana çok iyi geldi.
Bu ikinci seansa kadar elbette saçlarım oldukça döküldü, sevgili hemşirem 15. Günden sonra dökülmeye başlar dedi ve tam dediği zamanda koca koca tutamlar şeklinde saçlarım dökülmeye başladı, bu arada kafa derim çok acımaya ve ağrı yapmaya da başlayınca doğru kuaföre gidip saçları kısacık kestirdim, ve kestirir kestirmez büyük bir rahatlık geldi ağrı ve acılar geçti.
Bu süreci kızıma saç bakımı yaptırıyorum ve o yüzden bazen bu şekilde saçları kestirerek bakım yapılıyor diye açıklama yaptık, çünkü ilaç tedavi falan gibi açıklamalar kafasını karıştırabilirdi
Saçımı ilk kazıttığımda Deniz bana bakıp biraz ağlamaklı oldu sonra da anne keloğlana benzemişsin dedi ve buna karşılıklı kahkahalarla güldük:)))
Tabi bu arada peruk da aldık hem de 2 tane , eğer benim durumumda olanlar varsa kesinlikle imitasyonları tercih edin derim çünkü gerçek saç peruklar çok güzel durmuyor ve sık bakım istiyor ayrıca da gereksiz pahallı, o yüzden benim tercihim imiyasyon olanlar oldu.
Bir diğer sorun ağız içindeki yaralar oldu, özellikle kemoterapiden sonra 10 gün içinde ortaya çıkıyor, iyi beslenmek çok önemli, sofrada her besinden olmalı, kurubaklagil ve protein(kırmızı et, balık vb) mutlaka öğünlerde bulunmalı. Eğer mide bulantısı çok olursa doktorunuzun yazdığı ilaçlar çok iyi geliyor.Benim çok fazla olmadı ama olduğunda da ilaçlarla geçirebildim.
Diş bakımı ve ağız bakımı için önerimse çok yumuşak fırçalı bir diş fırçası( benim kullandığım İsviçre markası Harika bir ürün mükemmel diş fırçası.ve tavsiye ediyorum, çünkü yaraları arttıran sert kıllı fırçalar oluyor, elbette fırçaladıktan sonra mutlaka her seferinde yeni yaptığınız karbonatlı su ile ağzınızı çalkalamak olmalı, ben yarım su bardağına 1 çay kaşığı koyarak yapıyorum.
Bir diğer önemli sorun ise özellikle ilk bir hafta kan değerlerinin düşmesi sebebiyle yoğun bir yorgunluk, halsizlik hissedilmesi ve kemik ağrıları olabiliyor, ben bunları ilk seansta yoğun yaşadığım için , doktoruma ilettim ve bana bu seans sonrası için içinde vitaminlerin olduğu serum yazdı, sonrasında 3 gün bu serumu taktırdım ve oldukça faydasını gördüm .
Bir diğer bana önerilen ürünlerden bir tanesi Enaunt denilen , bir çeşit siyah üzümün mantardan korunmak için kendi bünyesinde ürettiği bir maddenin , özellikle kemoterapi döneminde hastayı zinde tuttuğu ve kötü hücreleri de vücuttan uzaklaştırdığı iddİası var.Bu dönemde bitkisel olan her şeyi denemek , tabi doktorunuza sorduktan sonra bence yapılmalı çünkü ben alternatif tıbba inanan biriyim ve kesinlikle faydalı olduğunu düşünüyorum.Ama kesinlikle çok iyi araştırıp doğru kaynaktan bu ürünlere ulaşmak çok önemli.
Ve iki bitkisel destek daha kullanıyorum, bunlardan bir tanesi probiyotik olan , kemoterapinin barsaktaki yan etkilerini tamamen yok etti diyebilirim
Diğer ürün ise zerdeçal ekstresi, ayrıntılı bilgi zerdeçal-faydalari nda mevcut.
Günler zor geçiyor bu süreçte, çok ağrı çektiğim zamanlarda bazen artık yeter tedaviye devam etmeyeceğim diyorum, daha iyi olduğum günlerde az kaldı dayan diyorum.
Sevgili psikolog Serap Duygulu bu durum için şöyle diyor , bu yaşananlar kutsal acılar,
ne kadar da doğru,
yine de kutsal bile olsa kimsenin acı yaşamaması dileğiyle...
1 Kasım 2017 Çarşamba
Benim Hikayem 3
Yine hastane yolu gözüktü bana,
çünkü onkotype(http://www.oncotypeiq.com/en-US) denen testin sonuçları geldi Amerika'dan,
sonuç orta düzey çıktı yani biraz kemoterapi görmem gerekiyor .
Peki nedir bu test derseniz ,
benim gibi erken teşhis meme ca(http://www.turkkanserdernegi.org/ )vakalarına kemo yapılsın mı yapılmasın mı testi kısaca,
bu test dünyada sadece Amerika ve Yunanistan'da yapılıyor, o yüzden oldukça pahallı ama yapılması mutlaka gerekliliği kousunda önce doktorumuzun önerdiği ve bizim de inandığımız bir testti.
İyi ki de yaptırmışız çünkü bu test sayesinde standart olması gereken kemo dan (kemoterapi ismini ben kısalttım)daha az miktarda kemo ilacı almış olacağım
Tedavi yarın başlıyor, heyecanlı mıyım ?Evet , hatta biraz gerginim:(İnsan böyle bir deneyimi kabullense de bu yaşta neden ben diye düşünmeden de edemiyor).
Bu ilaç yapılınca neler yaşayacağım, yan etkileri olacak mı ?Ağır mı geçecek kolay mı? Bir sürü bir sürü soru var kafamda .
Ve şunu öğrendim ki siz yaşamadıkça başkasının ne hissettiğini, acısının ne boyutta olduğunu anlayamıyorsunuz.
Geçirdiğim ameliyattan sonra öyle bir ağrı çektim ki daha önce çektiğim hiç bir ağrıya benzemiyordu, o yüzden herkes yaşadığını biliyor
ve biri hakkında yorum yapmadan o kişinin ayakkabısıyla bir ay yürümelisin ki onu anlayasın diyor atasözü,o kişinin yaşadıklarını anlayabilmen için,,
Onkololoji doktoruyla görüşürken tabi ki ilk sorduğum saçlarım dökülür mü oldu, bunun benim için çok önemi yok ama canım kızım saçlarımı taramayı çok sevdiği için, ona nasıl açıklayabiliriz kısmını düşündüm tabi önce
ve dökülme olma ihtimali yüksek olduğu için kuaföre Denizle gittim ve bakım için saçlarımı kestirmem gerekiyor deyip oldukça kısa kestirdim saçlarımı.
Döküldüğü zaman da bakım için kestirmem gerekti ama en yakın zamanda çıkacak diye bir açıklama yapmayı düşünüyorum
Zor süreç kolay değil yaşayanlar benim için,
ama yine de çok şanslıyım,
erken teşhis edilmesi, doğruluğuna inandığım tedavileri yaptırmış ve ve yaptırıyor olmam, çok çok iyi doktorlara tedavi olmam, ailemin ,sevdiklerimin hep destek olması yanımda olması ..şükür
Ve bana bu aralar iyi gelen bir kaç cümle ;
"Bu sadece bir deneyim iyi olacaksın.Bu deneyimi aşacak ve iyi olacaksın.Deneyime teslim olma, ona sahip ol.İçindeki Potansiyele sığın.İyi olacaksın.Bu sadece bir deneyim.Senin yüklediğin kadar anlamı olacak hayatında, istersen basit bir deneyim.Anlam yükleme .İçinde büyütme.Potansiyelinin peşine düş, iyi olacaksın.." Aeden
Sevgiyle Kalın:)
22 Ekim 2017 Pazar
Gebelik Sürecinde Anne ve Bebeğin Sağlığı İçin Nelere Dikkat Edilmeli
Gebelik süreci annenin sağlığına özellikle dikkat etmesi gereken bir süreç, çünkü bu süreçte hem annenin hem bebeğin sağlığını etkileyen faktörler oldukça fazla,
özellikle bu dönemde dikkat etmemiz gerekenleri sizler için özetledim,
keyifli okumalar:)
1.Çevresel Tehlikeler;
Eğer çalıştığınız ya da yaşadığınız
ortamda radyasyon, kimyasal maddeler , enfeksiyon hastalıkları gibi tehlikeli
durumlar mevcutsa , mümkün olduğunca bunlardan uzak durmak uygun olacaktır.
Temizlik maddelerinin de içinde kimyasallar olduğu unutulmamalı, mümkün
olduğunca onlar da kullanılmamalıdır .Günümüzde yoğun trafik ve yol açtığı
çevre kirliliği de hamileliği etkileyen faktörlerden maalesef,ne kadar mümkünse
o kadar uzak durulmalı ,
2.Egzersiz ve Sağlıklı Beslenme
Araştırmalar gösteriyor ki
özellikle yüzme ve yürüme gibi düzenli yapılan egzersizler kan dolaşımın
artmasına ve dolayısıyla bebeğin beyin gelişimine destek olmakta, bunun yanında
dengeli beslenip aşırı kilo almamak da çok önemli.Ayrıca gebelikte yaşanabilen
bacak krampları, varisler ve sırt ağrıları için de egzersiz , bu şikayetlerin
azalmasını sağlıyor.
Özellikle yüzme egzersizi uzmanlar
tarafından en çok önerileni, çünkü yüzme sırasında kol , bacak ve karın
bölgesindeki tüm kaslar çalışıyor,ayrıca yaralanma olasılığı yani düşme, bir
yere çarpma gibi kazalara pek rastlanmayan bir spor olması da önemli.Bir diğer
güzel tarafı , özellikle son aylarda artık ağırlığı artan annenin suda kendini
daha hafif hissetmesi ve rahatlaması , bu da annenin hem fiziksel hem de ruhsal
anlamda daha iyi hissetmesini sağlıyor.
Gebelik
egzersizlerine başlama zamanı, süresi ve dikkat edilecek noktalar;
·
Gebelikte egzersizlere 4-5. ayda
başlanmalıdır.
o Düşük riski iyice azaldıktan sonra.
o Egzersizlere başlamadan önce ve hangi
egzersizlerin yapılacağı hakkında kesinlikle uzmana danışılmalıdır.
·
Egzersizler tıbbi bir riski olmayan tüm
sağlıklı gebelere önerilir.
o Vücudu esnetir.
o Kan dolaşımını hızlandırır.
o Doğumun daha kolay yapılmasını sağlar.
o Kilo alımının daha kontrollü olmasını
sağlar.
o Anne adayının herhangi bir risk durumu
söz konusu değilse ve doktor olurunu verirse, anne önceden alışık olduğu pek
çok sporu veya işe bağlı çalışma koşullarını devam ettirebilir (koşma, yüzme ve
hatta ağırlık kaldırma gibi)
·
Egzersizler her gün yapılmalı, ilk
zamanlar her hareket 2-3 defa ve 5-10 dakikalık süreyle, sonraları günde 15-20
dakikaya kadar yapılmalıdır.
·
Egzersiz yaparken odanın iyi
havalanması, rahat elbiseler giyilmesi ve mesanenin(idrar kesesi) boş olması gereklidir.
·
Her hareket arasında tam gevşeme
sağlanmalıdır. Hareketler aşırı yorgunluk hissi yaratmamalıdır.
·
Herhangi bir ağrı anında egzersiz hemen
bırakılmalıdır.
Egzersiz
sırasında ;
·
Aşırı sıvı kaybetmemeye yani çok
terlememeye özen gösterilmeli, sonrasında bol su içilmelidir,
·
Çok sıcak ve nemli havalarda veya
ateşiniz var ise egzersiz yapmamaya özen gösterilmelidir,
·
Açık havada yapılan egzersiz sırasında
açık renk ve pamuklu giysiler seçlmeli,
·
Ve tabii hamilelik esnasında alınması
gereken ekstra kalorinin alındığından emin olumalı
Gebelikte duruş ve
hareketler konusunda bilinmesi gereken önemli kurallar:
·
Dik
Durma: Gebelik süresince dik oturmak /
yürümek ve sırta fazla yük bindirmemek sırt ağrılarının önlenmesi açısından çok
önemlidir.
·
Eşya
Tasıma: Yerden bir şey kaldırırken dizleri
büküp sırt dik tutmaya çalışılmalıdır.
o
Yüksek bir yerden eşya indirmeye
çalışılmamalıdır. Belin korunması açısından ağır kaldırılmamalıdır.
·
Günlük
İşleri Yaparken: Yere yakın çalışmaya özen
gösterilmelidir.
o
Ayakta beli bükerek öne eğilmek yerine
dizlerin üzerine oturarak ev işleri yapılmalıdır.
·
Yatarken:
Gebeliğin sonlarına doğru bir bacağı küçük yastıklarla destekleyerek
yatılmalıdır.
o
Başın altına çok fazla yastık
konulmamalıdır.
o
Son aylarda sırtüstü düz yatılmamalı,
bu şekilde yatış bebeğe giden kanı, dolayısıyla oksijeni azaltır.
o
Bunun yerine sol yan pozisyon tercih
edilmelidir.
Gebelik Döneminde Beslenme
Gebelikte fazla kilo
almamak için kesinlikle zayıflama diyeti yapılmamalıdır,Bir gebenin ortalama
günlük kalori ihtiyacı normalde alınan kalorinin sadece 300 kkal kadar
fazlasıdır , yani normal kiloda hamile kalmış bir gebe ,günde yaklaşık 1900-2500
kkal kadar alsa yeterli olacaktır.Gebelikte beslenmenizde, şeker ilaveli hazır
gıdalardan ve katı yağ kullanımından kaçınmanız kilo kontrolünüzü sağlamanıza
yardımcı olacaktır
Neler yapılabilir?
·
Öğün atlamadan sık sık ve azar azar beslenmelidir.
·
Et
ve et ürünleri, kuru baklagiller: Protein, demir, B
vitamini ve çinko yönünden zengindir.
o
Her gün 2 öğün
·
Süt
ve süt ürünleri: Kemik ve dişlerin yapısını oluşturan
kalsiyumun en iyi kayna- ğı, süt, yoğurt, peynir, kefir gibi gıdalardır.
o
Her gün 2 öğün
·
Ekmek
ve tahıllar: Temel enerji kaynağıdır.
o
Her öğünde az miktarda tüketilmelidir.
o
Tam buğday ekmeği, tahıllı ekmek ya da
köy ekmeği tercih edilmelidir.
·
Sebze
ve meyveler: A ve C vitamini gereksinimi bu gruptan
karşılanır.
o
Günde 3-4 öğün yenmesi gerekir.
o
Bu grup gıdalar bağırsak faaliyetleri
açısından da bol tüketilmelidir.
o Gebelik döneminde sindirim ve boşaltım
sistemi daha yavaş çalışmaya başlar, bu sebeple bu sistemlerin kolay
çalışmasını sağlayan sebze ve meyvelerin düzenli tüketilmesi çok önemlidir.
·
Kuru
meyveler ve kuru yemişler: Enerji kaynağıdır.
o
Demir ve kalsiyum açısından zengin olup
bağırsak faaliyetleri için de gereklidir.
o Bebeğin anne karnında sağlıklı bir
şekilde kilo almasına da katkıda bulunurlar.
·
Su: Günde 2,5 - 3 lt
(10 -15 bardak) su içilmelidir.
o Hem annenin hem de bebeğin
metabolizmasının çalışması için gebelik döneminde annenin günlük olarak yeterli
su tüketimi çok önemlidir.
o Anne karnında bebeğin içinde bulunduğu
amniyon sıvısının da sürekli olarak yenilenip temiz kalması açısından gebelik
döneminde günlük olarak annenin yeterli su tüketmesi çok önem taşımaktadır.
Gebelikte
özellikle:
·
Çay ve kahve gibi içecekler kansızlık
ve çarpıntı yapacağından az tüketilmelidir.
Önemli
Not:Bazı uzmanlar gebelikte kahve tüketiminin sadece 2 fincan kadar olmasında
bir sakınca görmezken, bazı uzmanlar ise gebelikte kesinlikle kahve içilmesini
önermiyor çünkü kahvede bulunan kafeinin en az nikotin ve alkol kadar zararlı
olduğunu ve bunun bebeğin kalp atışlarını hızlandırabileceği için içilmemesi
gerektiğini belirtiyorlar.Ayrıca kafein vücuttaki demiri de emdiğinden ,
annenin demir rezervlerini azaltacaktır.
Bu
konuda özellikle gebeliğinizi takip eden kadın hastalıkları ve doğum uzmanınıza
danışmanız ve onun rehberliğinde hareket etmeniz önemli.
·
Demir yönünden zengin (et, balık tavuk,
yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek, karaciğer, dalak, üzüm, ceviz, pekmez,
kayısı) gıdalarla daha çok beslenilmelidir.
·
Tek besin ağırlıklı (sadece kara lahana
gibi) beslenmemelidir.
·
Anne ve bebeğinin sağlığı için yaşam
boyu iyotlu tuz kullanılmalıdır.
·
Oruç tutulması sakıncalıdır.
Çünkü anne uzun süre aç ve susuz kalırsa şeker ve
tansiyon değerlerinde ani düşüş ve yükselmeler olur. Bu da hem annenin hem de
bebeğin sağlığını olumsuz etkiler.
o Ayrıca annenin uzun süre aç ve susuz
kalması bebeğin yetersiz besin almasına ve annede var olan besin depolarını
kullanmasına sebep olur. Bu durum annenin sağlığını olumsuz yönde etkiler.
İlaç Kullanımı
Gerekli olmadıkça ilaç
kullanılmamalı, parasetamol grubu ilaçların bile tam etkisi bilinmemektedir,
eğer bir hastalığınız olursa öncelikle uzman doktorunuza başvurmalı ve ona gore
ilaç kullanmalısınız
Alkol Kullanımı
Bebeğin beyin gelişimine zarar
verebilecek olan Fetal Alkol Sendromu yapabileceğinden alkol alınmamalı veya
doktor önerisine göre sınırlandırılmalıdır
Sigara Kullanımı
Bebeğin büyüyen beynine giden kan
akışını ciddi olçüde sınırladığından hiç kullanılmaması önerilmektedir, ayrıca
nikotin annenin ve dolayısı ile bebeğin kalp atışlarını hızlandıracağından anneye ve bebeğe zarar verebilir.
Kan Basıncının Dengede Tutulması
Kan basıncının yüksek olması
plesentadan bebeğe yeterli kan akışının olmasını engelleyecektir, gebelik
boyunca doktor kontrolü ile kan basıncı dengede tutulmaya çalışılmalıdır
Balık Yağı Takviyesi
İçerdiği yağ asitleri sebebi ile
beyin gelişimde önemli rol oynadığından doktorunuzun tavsiye ettiği balık yağı
takviyesini kullanabilirsiniz.
Bunların yanında güneşe çıkıp D
vitamini almanın ve elbette stressiz bir ortamda gebeliğinizi geçirmeye
çalışmanın da bebeğinizin sağlıklı gelişmesine mutlaka desteği olacaktır.Eğer
stresli bir işte çalışıyorsanız erken izin almanız uygun olabilir.
Sevgiyle Kalın:)
18 Ekim 2017 Çarşamba
Benim Hikayem 2
Evet hikayemin bu bölümünde anlatacaklarımda ,
bu ameliyatı geçirecek olan veya meme kanseri tanısı konmuş,
ya da genetik testte riski çok yüksek çıkmış ve benim
olduğum ameliyatı olmaya karar vermiş kadınlara biraz da olsa neler
yaşayabilecekleri konusunda bilgi vermek, içlerini rahatlatmak niyetim..
Meme kanseri tanısı her 8-10 kadından birine konan bir tanı
, fakat hala etrafımda görüyorum ki kadınlar ultrason yaptırmaktan, kontrole
gitmekten imtina ediyor ve kontrolünü geciktiriyor
ya da hiç yaptırmıyor , bu hastalık her kadının başına gelebilir,
ama siz dikkatli
olup kontrolünüzü yaptırdığınız zaman gelse bile aynı benim yaşadığım gibi tedaviniz
çok kısa ve hayat kurtarıcı olur.
Bir anne olarak unutmamamız gereken, bu hayat sadece bize
ait değil artık, çocuklarımızın sağlıklı anne babalara ihtiyaçları var ve en
büyük sorumluluğumuz öncelikle kendi
sağlığımızı korumak.
o yüzden lütfen ama lütfen kontrollerinizi geciktirmeden
zamanında yaptırın diyorum.
Benim ameliyatımın ardından yaklaşık 3 hafta geçti ve
gerçekten çok zor geçti, çünkü yapılan ameliyat şu şekildeydi; sol memede olan
kitlenin sağ memeye geçme ihtimali yüksek olduğu için her iki meme dokum
alınarak yerlerine slikon madde koyuldu(Deri koruyucu mastektomi).
Bu elbette
diğer meme büyütme operasyonlarından farklıydı çünkü hiç meme dokusu kalmadığı
için kas altına yerleştirilen protezlere destek amaçlı file şeklinde maddeler
koyuldu.Ayrıca sadece derinin bu protezleri tutması, ciltte dolaşım
yetersizliği oluşturma riskini arttırdığı için de sonrasında bazı sıkıntılar
yaşanabilirdi.
İşte bu operasyon sonunda çok fazla kas ağrısı yaşadım ki
hala hafiflese de yaşıyorum, ve cilt yüzeyinde bir besleneme problemi yaşadım,
ama bunların hepsi önemli düzeyde azaldı ve bir aya kadar
hiç bir sıkıntı kalmayacak ve seneye bu
günlerde bunların hiç birini hatırlamayacağım ,iyi ki zamanında kontrolümü
yaptırıp bu kitleyi erken teşhisle bulmuş , en iyi tedaviyi yaptırmışım
diyeceğim.
Önemli olan bence
hayatta yaşadığımız her deneyimi içselleştirmeden kabul etmek, , deneyimi asla
reddetmemek,onu yaşamak, gerekli olanı yapmak ve iyileşmek, sonunda
iyileşeceğini ve bunun da geçeceğini düşünmek..
Meme Kanserinde Erken Tanı Neden Önemli?
Erken tanı , hastalığın henüz sadece memede sınırlı olduğu
dönemde teşhis edilmesidir.
Erken evre meme kanseri, tedavisi mümkün bir hastalıktır.
Erken tanı hastalıktan ölümleri azalttığı gibi, çoğu zaman
memenin korunmasını da sağlar, ayrıca koltuk altı lenf bezlerinin tümünün de
alınmasından kaçınılmış olur,
böylelikle ameliyatların getireceği yan etkiler oldukça
azalmış olur.
Muayenede Elime Kitle Gelmediği Halde Meme Kanseri Olabilir Miyim?
Evet .(Ki aynen benim de elime kitle gelmiyordu ve
rutin muayenemde ortaya çıktı)
Meme kanserinde erken tanıda asıl hedef hastalığın klinik
bulgu vermediği dönemde,henüz kitle oluşturmamışken ve hiçbir şikayete yol
açmamışken teşhis edilmesidir.Bu da
ancak kanser tarama programları ile olur.
Hangi Sıklıkla Meme Muayenesi Olmalıyım?
Kadınlar hiç bir şikayetleri olmasa da düzenli olarak meme
muayenesi olmalıdır,
ortalama risk grubundaki kadınlar 25-40 yaş arasında 1-3
yılda bir klinik muayene olmalı ve meme kanseri konusunda farkındalıklarını arttırmalıdırlar,
40 yaşından itibaren
yılda 1 kez klinik meme muayenesi ve mamografi yapılmalıdır.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Meme kanseri hiç bir şikayete yol açmayacağı gibi,
- memede kitle,
- ağrı,
- şekil bozukluğu,
- şişlik,
- sertlik,
- cilt çekintisi,
- meme başının içeri çekilmesi,
- kızarıklık,
- kabuklanma, pullanma,
- portakal kabuğu görüntüsü,
- meme başında kanlı akıntı,
- bir memenin anormal büyümesi veya koltuk altında kitle olabilir.
Kaynak :VKV Amerikan Hastanesi Meme Kanseri Broşürü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yaşlanan Nüfusla Artan Alzheimer
Bu güne kadar genelde gebeler , anneler ve bebekler üzerine yazdım, fakat biraz da yaşlılık ve bu süreçlerle ilgili yazmak gerektiğini düş...

-
Energetix ile tanışmam Bundan yaklaşık 5 ay önce kemoterapi nin ikinci dozundan önce sevgili arkadaşım Elif elinde bir bileklikle ban...
-
Yine hastane yolu gözüktü bana, çünkü onkotype( http://www.oncotypeiq.com/en-US ) denen testin sonuçları geldi Amerika'd...